İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi’ne saldırıya başladı.
Gazze’den düzenlenen saldırılarda 310’u asker 1400 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 İsraillinin yaralandığı aktarıldı.
Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in Gazze’ye saldırılarında öldürülenlerin sayısının 3 bin 195’i çocuk, 1863’ü kadın olmak üzere 7 bin 703’e çıktığını, 19 bin 743 kişinin de yaralandığını duyurdu.
İşgal altındaki Batı Şeria’da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 111 Filistinlinin öldüğü, 1900’den fazla kişinin de yaralandığı belirtildi.
Çatışma bölgelerinde, çoğu İsrail bombardımanında 25 gazeteci yaşamını yitirdi.
İsrail-Lübnan sınırında 8 Ekim’den bu yana İsrail ordusu ile Hizbullah arasında yaşanan çatışmalarda ise 46 Hizbullah üyesinin yanı sıra İslami Cihad Hareketi’nden 6, Hamas’tan 3, Hizbullah destekli Sünni Direniş Tugayı mensuplarından da 2 kişi öldü, biri gazeteci 4 sivil hayatını kaybetti.
Lübnan tarafından düzenlenen saldırılarda da 3 İsrail askeri ve bir İsrailli sivil yaşamını yitirdi.
İSRAİL’İN GAZZE’YE YÖNELİK SALDIRILARI
İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik saldırıları sürüyor. İsrail güçleri, elektrik kesintisi nedeniyle karanlığa bürünen Gazze’ye aydınlatma bombaları attı.
DÜN GECE BEŞ ÇOCUK DAHA HAYATINI KAYBETTİ
İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik saldırıları sürüyor. Gazze’nin Nasirat Mülteci Kampı’na düzenlenen saldırılar sonucu bir aileden 5 çocuk hayatını kaybetti. Çocukların cenazeleri, Aksa Şehitleri Hastanesi’ne getirildi.
İSRAİL’İN BATI ŞERİA’DAKİ BASKINLARINDA 3 KİŞİ ÖLDÜ
İsrail güçlerinin, işgal altındaki Batı Şeria’nın farklı kentlerine düzenlediği baskınlarda 3 Filistinli öldü, 38’i yaralandı.
İsrail güçleri, gece boyu Batı Şeria’nın farklı noktalarına çok sayıda baskın düzenledi.
Filistin haber ajansı WAFA’nın emniyet ve sağlık kaynaklarına dayandırdığı habere göre, baskınların adresi; Cenin, Nablus’un doğusundaki Asker ve Balata mülteci kampları, Ramallah’ın batısındaki Beyt Rima beldesi, El-Halil’e bağlı Beni Naim beldesi ile Et-Tabaka köyü, Tubas’ın güneyindeki Tammun beldesi ve Nablus’un kuzeybatısındaki Barka beldesi oldu.
Asker Mülteci Kampı baskınında Filistinlilerle İsrail güçleri arasında çıkan çatışmada, göğsünden ağır yaralanan 1 kişi hayatını kaybederken, 10 Filistinli yaralandı. Balata Mülteci Kampındaki baskında ise 4 Filistinli yaralandı.
Baskın sırasında İsrail güçleri, mayıs ayında öldürülen Hasan Katanani’nin ailesinin yaşadığı ve daha önce boşaltılan 2 katlı evi bombayla patlattı.
Beyt Rima beldesindeki baskında çıkan çatışmada ise Nasır Abdullatif el-Bergusi isimli bir Filistinli hayatını kaybetti, 11 kişi yaralandı.
Tammun beldesindeki baskında da 1 Filistinli öldü, 5’i gerçek mermiyle olmak üzere 7 Filistinli yaralandı. Ayrıca, 1’i kadın 3 Filistinli gözaltına alındı.
El-Halil’e bağlı Et-Tabaka köyüne yönelik baskın sırasında çıkan çatışmada, 1 Filistinli bacağından vuruldu. Beni Naim beldesinde ise onlarca kişi atılan gazdan etkilenerek boğulma tehlikesi geçirdi.
Cenin’deki baskında, İsrail güçleriyle Filistinliler arasında şiddetli çatışmalar yaşandı, 5 Filistinli yaralandı.
Cenin ve Es-Sile el-Harisiyye beldesine düzenlenen baskınlarda 5 Filistinli gözaltına alındı.
Nablus’un kuzeybatısındaki Barka beldesinde 5, Avarta beldesinde ise 3 Filistinli gözaltına alındı.
İsrail güçleri her gün Batı Şeria’nın farklı noktalarına baskınlar düzenliyor. Bu baskınlarda çok sayıda Filistinli gözaltına alınıyor ve Filistinlilere ait evler yıkılıyor. Filistinlilerin karşılık vermesi üzerine çıkan çatışmalarda ise çok sayıda kişi ölüyor ve yaralanıyor.
En son verilere göre işgal altındaki Batı Şeria’da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında ölen Filistinli sayısı 110, yaralı sayısı ise 1900 olarak açıklanmıştı.
BM’DE ÜST DÜZEY GÖREV YAPAN ESKİ İNGİLİZ DİPLOMATLARDAN GAZZE’DE ATEŞKES ÇAĞRISI
Birleşmiş Milletler’de (BM) üst düzey görevlerde bulunmuş İngiliz diplomatlar, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Gazze’deki duruma ilişkin yaptığı açıklamaları desteklediklerini belirterek, İsrail’in Gazze’deki hava saldırılarının uluslararası hukuku ihlal edecek şekilde orantısız olduğunu ifade etti.
Aralarında BM’nin eski Afganistan, Somali ve Libya özel temsilcilerinin de bulunduğu 12 eski diplomat, Guterres’e özellikle ateşkes çağrısında destek veren bir açıklama yaptı.
Açıklamada eski diplomatların, Guterres’in BM Güvenlik Konseyi’nde 24 Ekim’de düzenlenen üst düzey İsrail-Filistin oturumunda yaptığı konuşmaya tam destek verdikleri belirtilerek, “Genel Sekreter’in açıklaması Hamas’ın korkunç saldırılarını haklı çıkarmayacağı gibi Filistinlilerin topluca cezalandırmasını da haklı göstermez.” ifadeleri yer aldı.
Gazze’deki insani krizin her geçen gün derinleştiğine işaret edilen açıklamada, sivillerin ihtiyaç malzemelerine ulaşmasını engelleyen ablukanın da kaldırılması çağrısı yapıldı.
Açıklamada, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk’ün ifadelerine atıf yapılarak, ablukanın uluslararası insancıl hukuka aykırı olduğu belirtildi.
Gazze’ye insani yardım girişine izin verilmesi ve zorunlu yerinden edilmelerin durdurulması taleplerine de yer verilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Hava saldırılarının, uluslararası insancıl hukukun ayrım gözetme ve orantılılık ilkelerini ihlal edecek şekilde orantısız güç kullanımı içerdiğini, büyük kısmı kadın ve çocuklar olmak üzere binlerce Filistinli sivilin yanı sıra BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) personeli ve UNRWA’ya sığınanların öldürüldüğünü veya yaralandığını göz önünde bulundurarak, Genel Sekreter’in acil insani ateşkes çağrısını destekliyoruz. İsrail’in, insani çabaları sekteye uğratacak şekilde BM personeline vize tehdidinde bulunmasını ise üzüntüyle karşılıyoruz.”
Açıklamada eski diplomatların, Guterres’in Gazze-Mısır sınırını ziyaret kararını desteklediği belirtilirken, “Filistinliler, BM kararları, uluslararası hukuk ve önceki anlaşmalar doğrultusunda bağımsız bir devlete yönelik meşru isteklerinin gerçekleştiğini görmelidir.” değerlendirmesi yapıldı.
Genel Sekreter Guterres’e destek açıklamasına BM’nin eski Genel Sekreter Yardımcısı Mark Malloch-Brown, Hukuki İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Ralph Zacklin, İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock, Somali Özel Temsilcileri Nicholas Kay ve Michael Keating, Libya Özel Temsilcisi Ian Martin, Brundi Özel Temsilcisi Charles Petrie, Kongo Demokratik Cumhuriyeti Özel Temsilcisi Alan Doss, Libya Özel Koordinatörü Derek Plumbly, Afganistan Özel Temsilci Yardımcısı Mark Bowden, İnsan Hakları Genel Sekreter Yardımcısı Andrew Gilmour ve Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) İcra Direktörü Yardımcısı Richard Jolly imza attı.
FİLİSTİNLİLERİN “BOĞUCU BİR İŞGALE” MARUZ KALDIĞINI SÖYLEMİŞTİ
Guterres, BM Güvenlik Konseyi’nde yaptığı açıklamada, Orta Doğu’da durumun “her saat” daha da kötüye gittiğine dikkati çekerek, “Gazze’deki savaş giderek şiddetleniyor ve bölgeye yayılma riski artıyor.” uyarısında bulunmuştu.
“Ancak Hamas saldırılarının durduk yere ortaya çıkmadığının da bilincinde olmalıyız.” diyen Guterres, Filistin halkının 56 yıldır “boğucu bir işgale” maruz kaldığını söylemişti.
Filistinlilerin, topraklarının adım adım yerleşim yerleri tarafından ele geçirilmesine ve şiddete şahit olduğunu kaydeden Guterres, “Ekonomileri yıkılmış, insanlar yerlerinden edilmiş ve evleri yerle bir edilmiş durumda. Siyasi çözüme olan inançları yok olmaya başladı.” diye konuşmuştu.
Guterres, İsrail’in Gazze’yi insafsızca bombaladığını belirterek, “Sivilleri korumak onları kalkan olarak kullanmak anlamına gelmiyor. Sivilleri korumak 1 milyon kişiyi barınak, gıda, su, ilaç ve yakıtın olmadığı güneye gitmeye zorlamak ve orayı bombalamak anlamına gelmiyor. Gazze’de açık bir şekilde şahit olduğumuz uluslararası insani hukuk ihlallerinden derin endişe duyuyorum. Silahlı çatışmada hiçbir taraf, uluslararası insani hukukun üstünde değildir.” demişti.
Bu açıklamaları nedeniyle Guterres’e tepki gösteren İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen, Genel Sekreter’le görüşmesini iptal etmişti.