Nergis çayı: Yanık ve yara tedavisi için

Görünümü ve hoş kokusu ile bildiğimiz nergis çiçeği ile yapılan özel çay, soğuk algınlığından yara tedavisine kadar pek çok soruna karşı fayda sağlayabilir. Nergis bitki çayı ağız ve boğaz şikayetlerinde; soğuk algınlığı, boğaz ağrısı ve öksürük sorunlarında hafifletici ve terletici olarak önerilir. Hemoroit şikayetlerinin giderilmesinde doktor tedavisine ek olarak kullanılabilir. Yoğun içerikli bir bitki çay olarak hazırlanıp ılıtılıp, gazlı bir bez ile haricen uygulandığında ilgili bölgedeki kaşıntıyı giderir. Nergis bitki çayının yanık ve yaralar üzerinde aynı şekilde uygulanması da ağrıyı azaltarak iyileşmeyi hızlandırabilir.

Hazırlanışı: 1 çay kaşığı kuru bitki üzerine 1 bardak taze kaynatılmış su ilave edin. 10 dakika dinlendikten sonra içebilirsiniz. Nergis çayının en etkili olan kısmı turuncu olan renkli dilsi çiçeklerdir

Related Posts

Alzheimer’a umut olacak keşif!

Alzheimer hastalığında umut olabilecek keşif…Prof. Dr. Konuk, “Sıradaki hedefimiz, bu mekanizmayı düzenleyecek mümkünse bitkisel bir molekül bulmak. Başarırsak, o kişi Alzheimer’a yakalanmayacak.” dedi.

Bakanlık açıkladı: 5 milyon kişinin yüzde 35’i fazla kilolu

Sağlık Bakanlığı, ‘İdeal Kilonu Öğren Sağlıklı Yaşa’ kampanyasının altıncı haftası sonunda 4 milyon 923 bin 302 kişinin boy ve kilo ölçümlerinin gerçekleştirildiğini, yaklaşık yüzde 35’inin fazla kilolu ve yüzde 26’sının obez aralığında olduğunu açıkladı.

Klima kaynaklı baş ağrılarına dikkat: İşte serinlerken dikkat edilmesi gerekenler

Klima kaynaklı baş ağrılarına dikkat: İşte serinlerken dikkat edilmesi gerekenler

Havucun Faydaları Nelerdir?

Havucun Faydaları Nelerdir? Uzmanlar havucun A, B ve C vitaminleri tarafından zengin olduğunu belirterek, havuç tüketimini önerdi. 

Prof. Dr. Esra Çöp: Yapay güzellik algısı yeme bozukluğu nedeni

Prof. Dr. Esra Çöp: Yapay güzellik algısı yeme bozukluğu nedeni

Yeni keşif tarihi yeniden yazdıracak: Yaşamın nasıl başladığına dair bilgiler ters yüz oldu

Bilim insanlarının elde ettiği son bulgular, yaşamın kökenine dair ezberleri bozdu. Milyarlarca yıl öncesine uzanan izler, Dünya’daki ilk canlılığın sanılandan çok daha önce ve farklı koşullarda ortaya çıkmış olabileceğini gösteriyor.