17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin merkez üssü olan ve büyük yıkım yaşayan Kocaeli’nin Gölcük ilçesinin Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, 1999 yılından önce yapılan binaların tamamı yenilenmeden, kentin depreme hazır olmasının mümkün olmadığını belirtti. Sezer, kentsel dönüşümün önemine vurgu yaparak, ‘Gölcük’teki bina stokunun büyük çoğunluğu 1999 depreminden sonra yapılan binalar. Ancak depremi yaşayan, orta hasarlı olup onarım ve güçlendirilmesi yapılan binaların, hukuken hasarsız olsa dahi meydana gelebilecek bir olası depremde ne şekilde reaksiyon göstereceğini bilemiyoruz. Bu noktada kentsel dönüşümün önemi gündeme geliyor. Kentin aslında depreme hazır hale gelebilmesi için yapı stokunun depremden sonra yapılan yeni binalar olması gerekiyor. Depremi yaşayan binaların onarım ve güçlendirilmesi yapılmış olsa bile üzerinden geçen 24 sene var. Bunların yenilenmesi tamamlanmadan da şehrin her yönüyle depreme hazır olduğunu söylemek mümkün değildir.’ dedi.
Kocaeli’nin Gölcük ilçesi merkezli olarak 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki deprem, 45 saniye içerisinde Marmara bölgesinde yıkıma ve resmi kayıtlara göre 17 bin 480 kişinin ölümüne sebep oldu. Aradan geçen 24 yılda, depremin merkez üssü olan Gölcük’te acının fiziksel izleri büyük oranda silindi. Deprem sonrasında 50 bine kadar gerileyen ilçe nüfusu 180 binin üzerine çıkarken, hasarlı olarak ayakta kalan binaların büyük çoğunluğunun da kentsel dönüşümü yapıldı. Büyük ölçüde yeniden inşaa edilen Gölcük’ün kent merkezinde, neredeyse bir mahallenin tümünü kapsayan bir kentsel dönüşüm çalışması da devam ediyor. Gölcük’ün eski günlerine döndüğünü ve geleceğe umutla baktığını anlatan Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, 1999 depremi sonrasında yapılan güçlendirme ile günümüze kadar ulaşan orta ve hafif hasarlı binaların da kentsel dönüşüme girmesi gerektiğini söyledi.
‘DEPREM DÖNEMİNDE NÜFUS 50 BİNLERE KADAR GERİLEDİ’
Depremde ciddi kayıplar veren Gölcük’ü anlatan Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, ’17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen depremin üzerinden 24 sene geçti. O dönemde yakınlarımızı kaybettik; toprağa verdik. Şehir anlamında baktığınızda yıkılan yerlerin yeniden imar ve ihyası mümkün. Bunu biz Gölcük’te yaşıyoruz. Gölcük’te çok sayıda kalıcı konut yapıldı. Vatandaşlarımız önce geçici barınma yerlerinden, bu kalıcı konutlara taşındılar. Deprem döneminde 50 binlere kadar gerileyen Gölcük’ün nüfusu 24 senelik bir zaman zarfında 180 binin üzerine çıktı. Dolayısıyla Gölcük bu anlamda gelişmeye, kalkınmaya da devam etti. Yeni istihdam alanları açıldı. Nüfusumuz bu anlamda çok ileri noktalara geldi. Zaman içerisinde baktığımız zaman Gölcük, bir yıkıma uğramakla birlikte tekrar küllerinden yeniden doğarak ve çok büyük oranda da katma değer üreten, devlete yüksek oranda da vergi veren bir ilçe şu an Gölcük.’ dedi.
’99 ÖNCESİ YAPILARIN OLASI BİR DEPREMDE NE ŞEKİLDE REAKSİYON GÖSTERECEĞİNİ BİLEMİYORUZ’
Deprem sonrası binalarla ilgili ilçede yapılanları da aktaran Gölcük Belediye Başkanı Sezer, ‘Bir kere deprem hazırlığının en temel noktası yasanın öngördüğü kurallara uygun olarak binaları yapmak. Zemin etüdü yapılan ve statik betonarmesi uygun bir şekilde yapılan binalar olması gerekiyor. Gölcük’teki bina stokunun büyük çoğunluğu 99 depreminden sonra yapılan binalar. Ancak hukuki anlamda baktığımız zaman az hasarlı olan ya da orta hasarlı olup da onarım ve güçlendirilmesi yapılan binalar hasarsız olarak kabul ediliyor. Şu an D-130 Karayolu’nun kenarında ve Gölcük merkezine baktığımız zaman 6-7 katlı binalar var. Bunlar tekniğe uygun olarak yapıldığı takdirde herhangi bir problem taşımaz. Ancak 99 depremini yaşayan, orta hasarlı olup onarım ve güçlendirilmesi yapılan binalar hukuken hasarsız olsa dahi meydana gelebilecek bir olası depremde ne şekilde reaksiyon göstereceğini bilemiyoruz. Bu noktada kentsel dönüşümün önemi gündeme geliyor. Kentsel dönüşümde de bütün yükün devlet tarafından gelip binaların yıkılıp yeniden yapılması, bu çok büyük bir mali külfet getirir. Burada vatandaşlarımız yüzde 99 oranında kentsel dönüşüme destek verdiler. Dolayısıyla kentin aslında depreme hazır hale gelebilmesi, yapı stokunun özellikle Gölcük için söylüyorum bunu 99’dan sonra yapılan yeni binalar olması gerekiyor. 99 depremini yaşayan binaların onarım ve güçlendirilmesi yapılsa bile üzerinden geçen 24 sene var. Olabildiğince, vatandaşlarımızın da desteğiyle, yasaların öngördüğü kentsel dönüşümle ilgili olarak kolaylıklardan istifade ederek bu binaların yenilenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunların yenilenmesi tamamlanmadan da şehrin her yönüyle depreme hazır olduğunu söylemek mümkün değildir.’ şeklinde konuştu. (DHA)